Gönüllü Çalışma Kampları
Esas olarak gençlerin dayanışmasını, bir arada olmasını, birbirlerini, kültürlerini yakından tanımalarını hedefleyen bu program bugün tam sekseniki ülkede yer almaktadır. Uzak doğudan Latin Amerika’ya, Afrika’ya, Avrupa’ya kadar uzanan Gönüllü Çalışma Kampları ağına Türkiye 1959 yılında katıldı.
Gençlik değişimi ağında olan ülkelerdeki kuruluşlar, her yıl kendi ülkelerinde yerel yönetimlerle onlarca, yüzlerce gönüllü çalışma kampı düzenler. Gönüllü çalışmanın kamu yararına olması zorunludur. Bu bir çeşmenin tamiri, okulun boyanması, yerel festivalin desteklenmesi ya da arkeoloji kazısı olabilir. Program kültürler arası öğrenmeyi hedeflediği için 7-8 farklı ülkeden 15-20 genci bir araya getiriyor. Aynı ülkeden 1-2 kişi katılabiliyor. Kamp içerisindeki tüm sorumluluk grup içerisinde paylaşılıyor. Hergün farklı kişiler yemeklerden, temizlikten ve işten sorumlu oluyor. Çoğunlukla yemekler grup üyeleri tarafından pişiriliyor. Bu sayede katılımcılar, hem kendi yemeklerini-kültürlerini tanıtma şansı buluyor hem de diğer kültürleri tanıma şansı yakalıyor.
Kamp süresince günde 5-6 saat gönüllü olarak çalışılıyor. Çalışma dışındaki saatler grup aktiviteleri, geziler, çeşitli atölyelerle geçiyor. Grup başında, daha önce kamp deneyimi edinmiş olan bir ya da iki lider bulunuyor. Yöneticilikten ziyade grubun kolaylaştırıcısı olan liderlerin yaşı da katılımcılarla aynı. Bir nevi akran dayanışması, akran eğitimi, akran paylaşımı.
Şimdi düşünün; gittiğiniz yerde yemek içmek hazır, sizi bekleyen dünyanın dört bir yanından arkadaşlar var. Yapmanız gereken gruba bağlanmak ve orada kaldığınız sürenin tadını çıkarmak. 2-3 hafta süren bu arkadaşlık ortamında bulunduğunuz sürece, her gün kaldığınız köyün, kasabanın günlük yaşamını etkileyecek bir projeye destek olmak, dünyanın dört bir yanından gelen kişileri, kültürleri yakından tanıma ve kullanmaya/geliştirmeye fırsat bulamadığınız yabancı dilinizi geliştirme şansınız var.
Ortak dil genellikle İngilizce olmakla birlikte Fransa ve İspanya’da Fransızca ya da İspanyolca da konuşuluyor. Bazen dili Almanca ya da İtalyanca olan kamplar da oluyor. Bu da kampın en önemli fırsatlarından biri. Bildiğiniz gibi dil yaşayan bir organizmadır. Güncellenir, kavramlar yeni anlamlar kazanır. Bu dili yani yaşayan dili yerinde keşfetme şansınız var bu kamplarda.
Yurtdışına çıkmadan İngilizce pratik yapmak isterseniz yurtiçi kamplara da katılabilirsiniz. Yurtdışından gelen ortalama 10-15 gencin katıldığı projelerde dil İngilizce ve yine konaklama ve yemek ücretsiz karşılanıyor. Üstelik Türkiye'deki kampta muhtemelen tek çevirmen de siz olacaksınız. Yani İngilizce konuşmak kaçınılmaz.
Yine kamp süresince haftada 1-2 gününüz boş olacak. Yakın yerlere grupla gezi yapabilir, eğlenebilirsiniz. Bu da kamptaki bir başka fırsat.
1959 yılından bu yana Türkiye’de de bu program yürütülüyor. Bu programa katılan binlerce gençten bir çoğu şimdi bu ülkenin önemli yerlerinde önemli işler yapıyor ve yaptıkları kampı büyük bir özlemle anlatıyorlar. Herkesin kampa katılma nedeni farklı, herkesin kamptan alacağı fayda farklı.